5
Asıl mutluluk
(Luka 6:20‑23)
1 İsa kalabalıkları görünce bir tepeye çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri Oʼnun yanına geldiler.
2 İsa da onlara şöyle vaaz etmeye başladı:
3 “Ne mutlu ruhsal fakirlere!
Çünkü Göklerin Krallığı onlarındır.
4 Ne mutlu yas tutanlara!
Çünkü onlar teselli bulacaklar.
5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara!
Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
6 Ne mutlu doğruluğa acıkmış ve susamış insanlara!
Çünkü onlar doyacaklar.
7 Ne mutlu merhametli olanlara!
Çünkü onlara da merhamet edilecek.
8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara!
Çünkü onlar Allahʼı görecekler.
9 Ne mutlu barış getirenlere!
Çünkü onlara Allah evlatları denecek.
10 Ne mutlu doğru olanı yaptıkları için eziyet görenlere!
Çünkü Göklerin Krallığı onlarındır.
11 Benim yüzümden insanlar size hakaret ve eziyet ettikleri zaman ne mutlu size! Hakkınızda yalan yere her türlü kötü söz söylediklerinde size ne mutlu!
12 Sevinin, şen olun, çünkü gökte ödülünüz büyük olacak. Zaten sizden önceki peygamberlere de aynı şekilde eziyet ettiler.
Tuz ve ışık
13 Dünyanın tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını kaybederse, tekrar ona nasıl tuz tadı verilebilir? O artık dışarı atılmak ve insanların ayakları altında çiğnenmekten başka bir işe yaramaz.
14 Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepe üzerine kurulan şehir saklı kalamaz.
15 Kimse de bir lamba yakıp onu bir kabın altına koymaz. Hayır, onu lambalığa koyar ve evdeki herkese aydınlık verir.
16 Aynı bunun gibi, sizin ışığınız da insanların gözü önünde parlasın. Öyle ki, yaptığınız iyilikleri görüp gökteki Babanızʼı yüceltsinler.
Tevrat değiştirilemez
17 Sakın Tevratʼı ya da peygamberlerin yazdıklarını ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayın. Ben onları ortadan kaldırmaya değil, tamamlamaya geldim.
18 Size doğrusunu söylüyorum: Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey yerine gelmeden, Tevratʼtan tek bir ufak harf ya da çizgi bile asla yok olmayacak.
19 Bu sebeple, her kim bu buyrukların en ufağını bozup insanlara da aynısını yapmayı öğretirse, o kişi Göklerin Krallığıʼnda önemsiz sayılacak. Ama onları kim yerine getirip başkalarına öyle yapmayı öğretirse, o kişiye Göklerin Krallığıʼnda önemli denilecek.
20 Çünkü size şunu söylüyorum: Doğruluğunuz Tevrat uzmanlarının ve Ferisilerin doğruluğundan daha üstün olmazsa, Göklerin Krallığıʼna asla giremezsiniz.
Katillik
21 Atalarımıza ‘Adam öldürmeyin!’ ve ‘Kim adam öldürürse, yargılanacak’ denildiğini işittiniz.
22 Ancak ben size şunu diyorum: Kardeşine öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecek. Kardeşine boş kafalı diyen, Meclisʼin önünde hesap verecek. Birine aptal diyen kişi, cehennem ateşini hak edecek.
23 Sen kurban yerinde Allahʼa bir adak getirirken, kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu hatırlarsan,
24 o vakit adağını kurban yerinin önünde bırak ve git. Önce kardeşinle barış, sonra dön ve adağını sun!
25 Senden davacı olan kişiyle bir an önce, henüz yoldayken anlaş. Öyle ki, o seni yargıca vermesin. Yargıç da seni gardiyana teslim etmesin, o da seni hapishaneye atmasın.
26 Sana doğrusunu söylüyorum: borcunu son kuruşuna kadar ödemeden oradan çıkamazsın.
Zina
27 ‘Zina etmeyin!’ denildiğini işittiniz.
28 Ama ben size diyorum: her kim bir kadına bakarsa ve onda gözü kalırsa, o kişi zaten yüreğinde zina etmiştir.
29 Sağ gözün seni iman yolundan saptırırsa, onu çıkar at! Bütün bedenin cehenneme atılacağına bedeninin bir parçasının yok olması senin için daha iyidir.
30 Sağ elin seni iman yolundan saptırırsa, onu kes at! Bütün bedenin cehenneme atılacağına bedeninin bir parçasının yok olması senin için daha iyidir.
Nikâhı bozmak
31 Şöyle de denildi: ‘Karısını boşayan adam ona bir boşanma kâğıdı versin.’
32 Ama ben size diyorum ki, her kim karısını evlilik dışı seksüel ilişkiden başka bir sebeple boşarsa, o kadının zina işlemesine sebep olur. Hem de, kim boşanmış kadınla evlenirse, zina işlemiş olur.
Yemin etmek
33 Atalarımıza, ‘Yalan yere yemin etmeyin, Rabbin huzurunda ettiğiniz yeminleri yerine getirin’ denildiğini de işittiniz.
34 Ama ben size diyorum ki: hiç yemin etmeyin! Gök üzerine yemin etmeyin, çünkü gök Allahʼın tahtıdır.
35 Yeryüzü üzerine de yemin etmeyin, çünkü yeryüzü Allahʼın ayaklarının basamağıdır. Yeruşalim üzerine yemin etmeyin, çünkü Yeruşalim Büyük Kralʼın şehridir.
36 Kendi başınızın üzerine de yemin etmeyin, çünkü saçınızın tek bir telini bile ak, ya da kara yapamazsınız.
37 Söylemek istediğiniz söz evet ise, ‘evet’ deyin, hayır ise ‘hayır’ deyin. Ondan ötesi Şeytanʼdandır.
Göze göz değil
(Luka 6:29,30)
38 ‘Göze göz, dişe diş’ denildiğini işittiniz.
39 Ama ben size diyorum ki: size kötülük yapana karşı direnmeyin. Hayır, kim sağ yanağınıza bir tokat atarsa, ona öbür yanağınızı da çevirin.
40 Size karşı dava açıp gömleğinizi almak isteyene paltonuzu da verin.
41 Sizi bin adım gitmeye zorlayan adamla iki bin adım gidin.
42 Sizden dileyene verin. Ödünç isteyeni geri çevirmeyin.
Düşmanları sevmek
(Luka 6:27,28,32‑36)
43 ‘Komşunuzu sevin, ama düşmanınızdan nefret edin!’ denildiğini işittiniz.
44 Ama ben size diyorum: düşmanlarınızı sevin, size eziyet edenler için dua edin.
45 Öyle ki, gökteki Babanızʼın evlatları olasınız. Çünkü O güneşini hem kötülerin, hem de iyilerin üzerine parlatır. Hem doğru olanlara, hem de doğru olmayanlara yağmur yağdırır.
46 Çünkü sadece sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi memurları bile aynısını yapmazlar mı?
47 Sadece kardeşlerinize selam verirseniz, diğer insanlardan fazla ne yapmış olursunuz? Diğer milletler bile aynısını yapmazlar mı?
48 Bunun için, gökteki Babanız nasıl kusursuzsa siz de öyle kusursuz olun!”